Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Politics | yerinden edilmiş | uprooted adj. | ||
Today, there are more 22 million uprooted people in the world and that figure is increasing. Bugün dünyada 22 milyondan fazla yerinden edilmiş insan var ve bu rakam giderek artıyor. More Sentences |
||||
Politics | yerinden edilmiş | displaced adj. | ||
These projects are implemented in areas where internally displaced people have settled. Bu projeler ülke içinde yerinden edilmiş insanların yerleştiği bölgelerde uygulanmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yerinden edilmiş | relegated adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | kendi ülkesinde yerinden edilmiş kimse | dislocated civilian n. |
General | yerinden yurdundan edilmiş | deterritorialized adj. |
Politics | ||
Politics | mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin konut ve mülkiyetlerinin yeniden tesisi ilkeleri | the principles on housing and property restitution for refugee and displaced persons n. |
Politics | ülkesinde yerinden edilmiş kişiler | internally displaced person n. |
Politics | ülkesinde yerinden edilmiş kişiler | internally displaced people n. |
Politics | yerinden edilmiş kişiler ve sığınmacılar | displaced persons and refugees n. |
Politics | yerinden edilmiş kişi | displaced person n. |